New York Metropolitan Sanat Müzesi
Bir gün yetmez ama bugünümüzü NY Metropolitan Sanat Müzesi’ne ayırdık. Olağanüstü büyük. Her bir bölümüne bir tam gün ayırabilecek kadar büyük. Bu sebepten ilgimizi çeken kısımlara öncelik vererek bir program dahilinde gezdik bu müzeyi. Eğer giderseniz, müzenin büyüklüğünün yanısıra koleksiyonundaki eserlerin çeşitliliği ve zenginliği ile de şaşıracaksınız. Hatta öğrenciyken kafamızda küçük görülerek şekillendirilen “tarihi geçmişi çok eski olmayan bir ülkedir Amerika” zırvalığını anımsayıp biraz utanacak, 1898 yılında o zamanın Osmanlı toprağı olan bugünkü Irak’taki Nippur’da ve diğer antik kentlerde kazı yapan Amerikalıları düşünüp, zengin tarihi geçmişimizin gölgesinde bugünkü halimize üzüleceksiniz. Tarihi geçmişi çok eski olmayan ama eski dünyanın bütün zenginliğini toplayıp, sadece bu şehirde değil başka metropollerinde de aynı zenginlikte müze kurmuş bu ülkeyi takdir etmekten başka şansınız kalmayacak.
İlginç bir de uygulama var. Giriş bileti için yine yaş gruplarına göre “önerilen tarife” diye bir ücretlendirme var. Bu aslında bağış anlamına geliyor. Sitesinde 2012 için “önerilen yetişkin giriş ücreti” 25$, ancak gönlünüzden ne koparsa verebiliyorsunuz. Farklı bir ücret ödemek istediğinizi biletinizi alırken belirtmezseniz 25 $’lık bilet alıyorsunuz.
Müzeden ayrılma vakti geldiğinde bazı bölümlerin kapısından bile geçememiştik. Hiç yürüyecek halimiz olmamasına rağmen sırtını Central Park’a veren bu müzeden çıkıp parkın tam ortasında kalan Belvedere Kalesi’ne doğru yürüyoruz. Amacımız aslında yakınlardaki Shakespeare Bahçesi’ni bulmak. Ama o gücü kendimizde bulamıyor en yakın metro durağına kendimizi atıyoruz.