Antik Likya Birliği
Kökenleri ve isimleri ilgili birden çok efsane var elbet. Hint-Avrupa kökenli bir dili konuştuklarından Asya kökenli, Heredot kaynaklarından da Grek soylu olmayan Girit halkından olduklarına dair bilgiler var. Ancak esas akılda kalması gereken ise, tarihte bilinen ilk demokratik birlik olması, Antalya ve Fethiye arasında yayıldıkları bölgenin jeopolitik önemi- ve tabii eşsiz doğası ve farklı şehirlerden bir araya gelmiş olmalarına rağmen ortak bir kültür yaratmış ve varoldukları sürece bunu paylaşıp yaşatmış olmalarıdır. Bunu, arkalarında bırakmış oldukları, bugüne kadar ayakta kalabilen eserlerinin izlerinde rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Her Anadolu medeniyeti gibi Likyalılar da tarihin hem yoktan var eden hem de yıkıcı cilvelerine maruz kalmış ve gün yüzü göremeden dağılmışlar.
En başından beri Yunanlılar’ın saldırılarına karşılık verebilen Likyalılar, M.Ö.6.yyda Persler tarafından işgal edilmiş. Ancak M.Ö. 4. yyda Büyük İskender çıktığı “Asya Seferi” dahilinde bu bölgeyi de ele geçirmiş. İskender’in ölümü ile generallerinden Ptolemy bu bölgeyi alıyor ancak bölge varlığını eskisi gibi hissettiremiyor. Yavaş yavaş Yunan kültürü ve sosyal değerlerinin etkisinde kalıyor. Bu noktada Likya Birliği kuruluyor. M.Ö.2.yyda Suriye hakimiyetine geçen bölgeyi Romalılar bir savaş neticesinde ele geçiriyor. Kısa bir süre sonra Likya’ya özgürlük tanınıyor. Bu dönemde Likya Birliğinin en önemli şehirlerinden Xanthos’a 2 kez zor kullanılarak baskı rejimi uygulama girişimlerinde bulunuluyor. Ancak (Likya) Federasyon kuvvetleri iki durumda da çağrıldığında müdahale ederek birliği koruyor.
M.Ö. 1.yyda ise Romalıların iç çekişmelerinin yarattığı kargaşa ortamından etkileniyorlar. Xanthos halkı, Pers istilalarında olduğu gibi, bu dönemde de toplu intihar yolu ile kendilerini yakıyor. Roma, Likya Birliğini yeniden ayağa kaldırmak için, bu felaketten arda kalanlara, destek veriyor, ancak Likya esas itibariyle M.S. 2. ve 3. yüzyılarda yaşadığı büyük depremlerin ardından bir daha kendisini toparlayamıyor. M.S. 8 yyda Arap akınları ve bu süreye kadar da korsan saldırıları sebebi ile terk edilen bölge, 13.yyda Türk Beylikleri ile yeniden yerleşime açılıyor.
Likya Birliği Yönetimi hakkında edinilen bilgilere göre birlik önemli –önemsiz toplam 23 şehirden oluşuyor. Günümüze kadar da dayanabilmiş, en büyük altı şehir olan Xanthos, Patara, Pinara, Tlos, Myra ve Olympos ‘un 3’er oy hakkı bulunurken, daha önemsiz ve küçük şehirlerin 1 ya da 2 oy hakkı varmış.
Kaynak: Erp at English Wikipedia, CC BY-SA 3.0, Link
XANTHOS: Likya Federasyonu'nun en büyük şehri ve başkenti.
PATARA: Xanthos nehri ağzında, Likya'nın önemli limanlarından ve tabii ki ticaret zengini bir şehir.
PINARA: Xanthos vadisinde, Xanthos'un uzantısı şeklinde kurulmuş, bölgenin önemli yerleşimlerden biri.
TLOS: Yanartaş efsanesinin antagonisti üç başlı alev saçan ejder Chimera'yı öldüren Bellerophon'un resmedildiği kayadan oyma mezarın bulunduğu şehir.
MYRA: Likya'ın önde gelen şehirlerinden. Erken Bizans Dönemi'nde Likya'nın başkenti ve piskoposluk merkezi
OLYMPOS: Yanartaş efsanesinin vuku bulduğu şehir.
SİMENA: Diğer adı ile KEKOVA, Kekik yetişen düzlük anlamında bir kelime
LETOON: Kutsal tapınma merkezi; Leto, ve ikiz çocukları Apollo ve Artemis'e adanmış dini merkez.