kuzey kibris


Giriş: Kuzey Kıbrıs'a Gitmeden Önce Bilmeniz Gerekenler

, 5.11.2009

Kıbrıs...Burnumuzun dibindeki yavru vatan. Güneyde kıyı ilimiz Mersin ile arası 70 km, ancak, alıştığınız Antalya gibi değil, misal.

Kıbrıs'ı görmeye karar verdikten sonra başka zor bir karar sizi bekler; kendiniz mi gitmelisiniz, tur ile mi gitmelisiniz? Bu soruya bir kaç mühim kriteri göz önünde tutarak cevap vermeniz gerekir: toplu taşımacılık esasları, mesafeler, öncelikleriniz, soldan akan trafikte araba kullanmak isteyip istemediğiniz, gibi.

Birincisi, Kıbrıs'ta toplu taşımacılık belli saatler içerisinde şehir içinde yapılabiliyor. Atlayayım otobüse yahut metroya, şuraya gideyim, mümkün değil. Metro zaten yok. Dolayısı ile ya tura katılacak, rehberiniz ve otobüsünüzün götürdüğü yere gidecek, tur ahalisine tabi olacaksınız ya da araba kiralayacaksınız. 

Kıbrıs'ta, her ne kadar çeşitli kaynaklarda mesafelerin birbirine yakın olduğu söylense de, il sınırları için bu doğru olsa da, ören yerleri dikkate alındığında, bu, hiç de öyle değil. Merkezden merkeze 5 dakikada gidersiniz misal, ancak görmek istediğiniz yer için 40 dakika otoyolda gidip 40 dakika da dağa tırmanmanız gerekir. Bu da demektir ki yine ya tur ile gidip tüm ekstra paketlere katılırsınız, ya da araç kiralayabilecekseniz kendiniz kendi planınızla gitmeyi tercih edersiniz.

Buradaki kritik karar noktası da, Kıbrıs'ta soldan akan trafikte araç kullanmayı kıvırıp kıvıramayacağınız ve harita okumak konusundaki ustalığınız ile yol -yön bulmadaki melekeleriniz ve güdüleriniz ile ilgilidir. Çok çetrefilli olmasa da alıştığınız otomatikleşmiş reflekslerinizden arınıp son derece dikkatle arabayı kullanmaktır.  

Bu temel sorulara cevap verdikten sonra yapacağınız tabii ki amacınıza uygun bir mevsim dönemi kollayıp planlamanızı yapmaktır.

İş bu yazı, özellikle uçak biletini alıp otelini kendi ayarlayıp, Kuzey Kıbrıs’ı kendi gezmek isteyenler için daha aydınlatıcı olacaktır kanaatindeyim.

Seyahati kendi başınıza yapacağınız kararını verdikten sonra sezonu tespit etmelisiniz.

Sıcaklık açısından gezmeye en uygun dönemler İlkbahar ve Sonbahar. Son derece hareketli “outdoor” günler sizi beklediğinden sıcağı mümkün olan en ılıman halinde yaşamanız şart. İnternetteki çeşitli kaynaklar İlkbahar’ın, Kıbrıs’ın sırtlarını yemyeşil ve muhteşem çiçekler içinde görmek açısından üstünlüğü olduğunu yazıyor. Bizim seyahatimiz Kasım ayı başına denk düştü. Sıcaklık olağanüstü uygundu, ancak kış dönemine girildiğinden günlerin kısalması son derece büyük bir dezavantaj oluyor, zira müze ziyaret saatleri kış mevsimine göre ayarlanmış olduğundan 16:00 -16:30 gibi kapanış saatleri ile son derece koşturmalı anlar yaşıyorsunuz. Ancak kış dönemlerinde de her anlamda “düşük turistik sezon” fiyat avantajlarından faydalanıyor, ayrıca da daracık şehiriçi sokaklarında turist kalabalığından ve trafiğinden daha az muzdarip oluyorsunuz. Her ne kadar istatistiksel olarak Kuzey Kıbrıs’ın en yağışlı dönemi olarak geçse bile bizim bulunduğumuz Kasım’ın ilk haftası sıcaklık 25 derece civarı idi. Fazladan vaktimiz kalsa denize bile girebilirdik!

Sonraki aşamanız tabii ki uçak ve otel rezervasyonunuz

Zaman zaman tüm havayolları promosyonlar yapabiliyor. Umarım uçuşunuz bunlardan birine denk gelir. Ancak burada yine belirleyici olan sezon fiyatları ve takvimi aslında. Düşük sezonun dezavantajlarından birisi uçuş saatlerinde azalma oluyor sanırım. Bundan kaynaklı , elimizde olan saatleri optimum verimde kullanabilmek açısından THY ile gidip, KTHY ile dönebildik. İlginç bulduğum ise, ( Kasım uçuşu için Temmuz’da bilet alarak) vergisiz en ucuz fiyattan bilet alabilmeme rağmen (90 TL/ 2 kişi) o fiyatın vergiler eklenince 250 TL / 2 kişi tek yön olabilmesi. O yüzden promosyonlu dönemde uçabilirseniz o da sizin şansınız olur. 

Otel konusunda çok net önerilerim olacak. İhtimal ki, tercihinizi Lefkoşa ve Girne yönünde kullanacaksınızdır. Şehir merkezleri önce cazip gelse de, ilçelere kaymak çok çok daha ekonomik olmakla birlikte, daha rahat ve huzurlu. Zira ağırlıklı olarak yerel halkın ikamet ettiği bölgelere girmiş ya da yaklaşmış oluyorsunuz.

Lefkoşa, rahatlamaya gitmiş birisi için, son derece kasvetli ve gerilimli atmosferi olan bir şehir. Karanlık, siyah-beyaz bir ruhun üzerinde dolaştığını her adımda hissettiğiniz, sahil esintisinden geriye bir şey bırakmayan bambaşka ruhu olan bir şehir. Karar aşamasında göreceğimiz tüm şehirlere yakınlık açısından , merkezi bir konumda bulunması sebebi ile otelimizi neredeyse buradan ayarlamaya kalkışmıştım. Ancak son anda sevgili Serhat’ın yönlendirmesi ile alıcılarımı Girne’ye çevirdiğime son derece memnun oldum.

Girne bölgesi kalınabilecek en ideal bölge; amacınız özellikle yüzmek değil de turistik gezi ise. Yine şehir merkezinde daracık sokaklara sıkışmış oteller ve cadde hareketliliğine bağlı gürültünün ve kalabalığın içinde olmak istemiyorsanız özellikle Alsancak gibi ilçelere kaymanızı öneriyorum. 10 dakikada aracınızla şehir merkezine varabildiğinizden bunun bir sorun olmayacağına inanabilirsiniz. Gerek şehir merkezinde gerekse Alsancak gibi yakın bölgelerde 3-4-5 yıldızlı oteller mevcut. İstediğinizi seçebilirsiniz. Bir otelden ne beklediğiniz ile ilgili bir detay bu. Ama otelin otoparkı olup olmadığını öğrenin.

Ön rezervasyon yaptırdıktan sonra kesin olarak size oda ayırmak için tabii ki bir gecelik kaporo istiyorlar. O yüzden seçiminizi ona göre yapın. Düşük sezonda rezervasyon sorunu yaşamazsınız ancak muhtemelen İlkbahar’da yer bulmak konusunda sıkıntı yaşanıyordur. Malum, Kuzey Kıbrıs tüm dünyayı kucaklayan turistik bir ada.

Sabah erkenden çıkıp gece de sadece uyumaya gideceğiniz için oda+kahvaltı konaklama tipinden faydalanmanızı öneriyorum. Hatta zamandan kazanmak için biz kahvaltısız konaklama seçmiş, istediğimiz yer, zaman ve şekilde kahvaltı etme lüksüne sahip olmuştuk. ( I love LEMAR markets! )

Sıra araç kiralamakta 

İnternette en kolay bulacağınız bilgi sanıyorum araç kiralamak konusunda olacaktır. Hemen hepsi birbirine yakın koşullarda araç kiralıyorlar; kimisi TL kimisi İngiliz Pound’u üzerinden fiyat veriyor, ama çevirdiğinizde hemen aynı fiyat. Siteleri inceleyip, kullanabileceğiniz araç türüne karar verdikten sonra internetteki ön rezervasyon (araç talep) formunu dolduruyorsunuz, ya da mail atıyorsunuz, onlar size ulaşıyorlar. Ama gitmeden bir gün önce arayıp, talep ettiğiniz araç yerine size şunu verebiliyoruz, uygun mudur diye sorabiliyorlar. Yine de dikkatli olmakta fayda var. Büyük ihtimalle uçakla gideceğinizden aracı havaalanında almayı tercih edeceksiniz. Bazı firmalar bunun için ek ücret talep edebiliyor. Form doldurmadan önce koşulları okuyun. Arabayı çeyrek depo benzin ile veriyorlar, aynı şekilde istiyorlar.

Planlama Hususunda Genel Hatlar

Benim, bu seyahati detayları ile planlamam ve tüm bu detaylara karar vermem, Serhat yardımcı olmasına rağmen , 3.5 aylık bir dönemi kapsar. Son derece kısıtlı bir zaman aralığında, kendi rehberimiz kendimiz olacağımız için gezeceğimiz yerler hakkında detaylı bilgi toplamak, nerede ne kadar zaman harcayacağımızı bilmek, buna göre rotaları çizmek gerekiyordu. Bu dönem içerisinde elden geldiğince bunu yapmaya çalıştık. Ne var ki, her zaman her yerde olduğu üzere, hedef noktaya vardıktan sonra, yaşadıkça planlarınızda her zaman değişiklik yapmanız gerekebiliyor. Bunu da gözönüne almak gerekiyor.

Kuzey Kıbrıs’ı görmek üzere 3 gece 4 günlük bir plan yaptık. Yemek molaları haricinde dinlenmeksizin, yaptığımız programı sevgili eşimin değişikliklere adaptasyon yeteneği, hoşgörüsü ve sağdan direksiyonlu araba kullanma cesareti ile gerçekleştirebildik.

Müzelerin erken kapanması dışında her şey son derece güzeldi. Böylesi gezilerde yorgunluktan şikayet etmiyorsanız, açlığa tahammülünüz varsa, koşarak da olsa gezebilirim diyorsanız 3 gece 4 günlük bir gezi size de yetecektir. Gerçi uygun mevsimde gidiyorsanız, sürenizi daha uzun tutup, farklı yerlerde konaklayarak, aralara birer gün yüzme ve dinlenme molaları da ekleyebilirsiniz. Bu da çok cazip bir alternatif olacaktır.