Currumbin Wildlife Sanctuary/ Doğal Hayatı Koruma Alanı
Kurban Bayramı'nın birinci günü...
Avustralya’nın doğasının özeti bir yerde gezeceğiz bugün. Gold Coast üzerinde ama bu dev arazide ve ağaçlar arasında gezerken hiç bir şekilde okyanus kenarında olduğunuzu hissetmeden kendinizi kaptırdığınız bol nebatat içinde hayvanat koruma merkezi burası. Avustralya’nın çetin şartlardaki doğasına uyum sağlamış yüzlerce çeşit hayvanın gözetildiği, devamlılığının sağlandığı ve ziyaretçilerine gösterildiği 27 hektarlık bir vahşi yaşam alanı. Zehirli yılan türleri, wombatlar, ekidneler, dingolar, timsahlar, cassowary (tepeli devekuşu), kangurular, koalalar, ağaç kanguruları ve tazmanya canavarı gibi yerel ve çeşitli hayvanı yaşatmak ve vahşi yaşam alanı demek için hayvanların doğal ortamlarını da yaratmak gerekiyor haliyle. Bunun için bol bol yerel bitkli örtüsü olarak ökaliptüs ağacı, çeşitli türlerde otlar, yağmur ormanı ağaçları da var elbet.
Alışkın olmadığımız türde hayvanları izler ve de “okşarken” klasik bir hayvanat bahçesinde olmadığınızı da anlıyorsunuz.
Evet, burası bir koalayı kucağınıza alıp sevip okşarken poz verebileceğiniz, ejder denilen kertenkele çeşitlerini ayaklarınızın arasında acele ile koştururken farkettiğiniz, sarı ibikli bembeyaz papağanların yahut rengarenkliğinden ötürü gökkuşağı diye anılan papağanların gökyüzünde özgürce uçuştuklarını görebileceğiniz ve ellerinizle besleyebildiğiniz, kanguruların yanına uzanıp da elinizi onun sırtında gezdirirken “hayal mı görüyorum” dedirten bir yer.
O kadar eğlenceli bir temalı park düşünülmüş ki, havaya kapılıp bu orman atmosferinde kendini Tarzan zannedebilecekler için enerji içlerinde kalmasın diye bir de Green Challenge denilen aktivite yapmışlar; ağaçların arasında iplere asılarak karşıdaki ağaca yürüyorsunuz.
Hiç kaçırmak istemediğim saatli bir aktivite olan Aborijin dansı vardı. Parkı bir güzel gezip ona da yetiştik. En güzel yere konuşlandık. İki melez gencin yerli kültürlerine, atalarına ait danslardan 15 dakikalık bir derleme izledik. Onları izlerken danslarından çok Avrupalıların adaya gelişi ile birlikte yerlilerin yaşadıkları düşündürdü beni.
Saat 17:00 gibi ayrıldık parktan. 20 dakika sonra kardeşimin alışveriş için uğradığı mekanlardan, sahibi Lübnan’lı olan marketin, Mount Lebanon’un açık olup olmadığını kontrol için Mermaid Beach‘ten geçiyoruz. Benim de çok görmek istediğim bu market şans eseri açık; şans eseri çünkü genelde beşi geçmezmiş kapanması. Çok büyük bir market değil ancak çok bildiğimiz Türk markaları epey özlem giderecek kadar da çeşit mevcut. Üstelik bizim mezele ya da ara sıcak olarak tabir edebileceğimiz yiyecekler de yapılıp sıcak / soğuk satılmakta. Buradan epey bir alışveriş yaparak ayrılıyoruz.
Benim favori mevkiilerimden Broadbeach’e uzanıyoruz. Akşam yemeğinde tarz teppanyaki, mekanı Arigatou olarak belirliyor kardeşim; seçimim teriyaki ahtapot. Teppanyaki, Japon mutfağına özgü, yiyeceklerin kızgın düz bir sac üzerinde seçiminize göre soslandığı kavrularak pişirme tarzı. Sacın etrafından dar bir masa dolanır, misafirler bu masa etrafına oturur. Aşçı kızgın sac üzerinde yiyecekleri hazırlarken şovunu yapar, yemeğini bekleyenler bu şovla daha da acıkır, vs vs...Her şey güzel de benim bu çatal niyetine kullanılan gelenksel çubuklarla derdim vardır. Ama bu eğlenceli restoranın çok misafirperver personeli çubukları kullanmak için ısrar edip de yiyemediğimi gördüklerinde çocuklar için yaptıkları bir ucundan lastikle tutturulmuş çubuklardan verdiler :) Bir çift de eve getirdim, pratik yapmak için:)
Arigatou’nun bulunduğu cadde ve kesiştiği sokaklar, şık restoranı ve cafesi bol yerler. Bir önceki gün de buralardan geçerken kardeşimin bahsettiği ama denemediğimiz Yeni Zelanda’nın popüler dondurma markası Cold Rock’tan boş geçmiyoruz:) Buranın özelliği aslında dondurmaya eğer yan tezgahtaki onlarca çeşit şekerlemeler ile renkelndirmek istiyorsanız buz gibi bir mermer üzerinde döverek, karıştırarak size sunmaları. Yapmacık şekerlemeler ile aram hiç hoş olmadığından denemek istemiyorum. Dondurma yeterince sert ve gayet başarılı. Dondurma çeşitleri de bol; raisin and rum, boys’n berry gibi değişik isimlerde de bulabiliyorsunuz.