barselona, madrİd

 

Barselona, 3. Gün

10.10.2007 Çarşamba/ Barselona, Parc Guell, Castell de Montjuic

Bir evvelki günün yorgunluğunu üzerimizden atamamıştık, ancak kalkışımızdaki gecikme bizi çok üzmedi. Saat 10:00da açılan Parc Guell'i ziyaret edecektik.Diğer yerlere kıyasla daha uzunca bir yol gittik. Ya dik bir yokuşu yürüyerek çıkacaksınız ya da bekleyip yukarıya sefer yapan bir midibüs'e bineceksiniz. Saat 10:15 gibi parka vardığımızda parkın epey bir turist grubu tarafından rağbet gördüğünü öğrenmiş olduk.Parka giriş ücretsiz.  

Bu park, Kont Guell tarafından, Barcelona'nın medar-ı iftiharı mimar Antoni Gaudi'ye 1910-1914 yılları arasında yaptırılmış. UNESCO'nun dünya kültür mirası listesindeki 8 eserinden biriymiş. 

Mozaik dekorasyonu ve hareketli mimarisi ile bu bahçe ve park alanı son derece yaratıcı, son derece masalsı bir atmosfer sunuyor. Parkın kapısından girer girmez iki yanda konukları karşılayan mozaik işlenmiş kubbe çatılı kulübeler size geldiğinize pişman olmayacağınızın ipuçlarını veriyor.  


 

İlk basamakları çıkınca parkın meşhur (bence) kertenkelesi (bazı kaynaklarda ejderha diye geçiyor) her ziyaretçi ile fotoğraf çektirecek kadar sabırlı. Bu aşamayı da geçince hiç beklenmedik bir sütunlar ormanına giriyorsunuz. 

 

Bir kısmı simetrik olmayan sütunların ayakta tuttuğu tavanları yine çok değişik mozaik -seramik işlemelerle bezeli. Buradaki rüyadan uyanmadan yolun sizi çektiği yere doğru ilerliyorsunuz, gözler hala tavandaki mozaiklerde...Sol yanınızda garip bir patika yaratılmış ancak park sizi daha yukarıya çağırıyor.. ve çıktığınızda gördüğünüz manzara daha önce gördüğünüz fotoğraflara sığmamıştır emin olun.  

Parkın kenarları boyunca su yılanı kıvraklığı ile örülmüş banklar tamamen seramik mozaik kaplamalı. Oya gibi işlenmiş. Tam karşıda, ufukta Barselona sereserpe...Daha doğrusu bu yükseklikten bakınca ayaklar altında. İnsan kendini hükümdar zannediyor. 

Parktan çıktıktan sonra ring sefer yapan midibüs'ü beklerken yıllardır görmediğim bir lise arkadaşıma denk geldim. Kaderin cilvesi..

Merkeze inmek üzere bindiğimiz midibus beklediğimiz yönün aksine gitmeye başlayınca aramızdaki tepkilerden durumu anlayan yaşlıca bir yolcu önce İspanyolca konuşup konuşmadığımızı sordu. Bizden hayır yanıtını alınca Fransızca konuşup konuşmadığımızı sorarak bize yardım etmek maksadı ile Fransızca konuşmaya başladı. Bize, bizim de gitmek istediğimiz noktaya gideceğini söyledi. Araçtan inip metroya kadar sohbet ederek gittik. Bu 2,5 gün içinde bir kaç kez yardım istemiş, ama alamamıştık. Bu İspanyol, bize biz istemeden yardım önermiş ve yardımda da bulunmuş oldu. 

Bir sonraki dural Las Ramblas'tı zira Bahadır'ın pabucu bizi yarı yolda bırakmıştı. Bir çift ayakkabı almak zorunda kaldık. Cadde üzerindeki Nike'tan o hep istediğimiz yürüyüşe uygun spor ve rahat ayakkabılardan nihayet bir bahane ile alabilecektik. 55€'ya da içimize sinen bir çift ayakkabıyı aldık. Gelmişken de öğlen yemeğini halledelim diyerek Restaurant Egipte'ye attık kendimizi. (passeig de Gracia'dan Catalunya meydanına giderken sol tarafta. )Bir starter+1 ana yemek+ bir içecek kişi başı 9€. 

Yemekten sonra Plaza Espanya'ya giderek Montjuic'e çıkan bir otobüse bindik ve Castell'e çıkmak üzere önce funikülere (otobüs biletin varsa geçiyor) sonra teleferiğe bindik (gidiş-dönüş kişi başı 7,5 €.. Havadan Barcelona eşliğinde 170 mt. yükseklikteki kaleye çıktık. 

Bu nokta, şehri hem havadan hem denizden kapsama alanına sahip bir açıya sahipmiş. Bu 18. yy şatosu hanedana hizmet vermek üzere inşa edilmiş ancak hapishane olarak bile kullanıldıktan sonra bugün askeri müze olarak hizmet vermekte. 

Bu ziyaretten sonra belki biraz da hatıra hediyelik alırız düşüncesi ile Pg. Gracia'ya geldik. Kısa bir süre yürümüştük ki bu yol ile kesişen hareketli bir yan yola giriverdik. Bu caddeden Avinguda del Portal del Angel'e çıktık. Benzetmek gerekirse Las Ramblas Nişantaşı, burası da Kadıköy. Bir ucundan da eski şehire çıkıyor. Pek çok çeşitli mağazalar var. Burada gezimizi tamamlayıp Las Ramblas'taki Bouqeria'ya gidip günlük meyve porsiyonumuzu aldık. Bu sefer 1,50 €/paketlik çilek, kivi, ananas, siyah üzüm.Sonra biraz yukarı doğru yürüyüp Carrefour Expresten su, sandviç, salata ve kraker alarak günlük şehir gezimizi tamamladık. 

Dönüşte, Bahadır Plaza Espagna'daki durakta otele denk giden bir otobüs keşfetti ve başarılı oldu. Bugün otele erken döndük, dönmeseydik bizi nereden toparlayıp bulurlardı bilemiyorum...