Yöreyi pek bilmediğimizden, dağı -bayırı pek bir yoğun olduğundan, uçak gidiş- otobüs dönüş turlardan birine katıldık boydan boya Karadeniz'i gezmek için. İlk günümüz, katıldığımız turun uygulamalarına bağlı kalınca yolda geçti. Rötar ile saat 15:40'ta kalkan uçağımız 17:00 gibi Trabzon Havalimanına iniş yaptı. Bizi beklemekte olan rehberlerimiz, önümüzdeki bir hafta boyunca bizi gezdirecek ve evimize getirecek olan lüks Mercedes marka tur otobüsümüz ile 3 gece konaklama yapacağımız Rize Dedeman otele transferimizi yaptılar.

Karadeniz'in özgün insanı daha otele doğru giderken kendini gösterdi. Trabzon il sınırndan henüz çıkmamıştık. Bir balıkçı yol kenarına stand açmış, yoldan geçen arabalara "gel vatandaş, balığa gel'" dercesine çağrıda bulunuyor. Bizim otobüsü görünce birden ellerini kollarını ve gözlerini S.O.S verir gibi "dur vatandaş dur" tarzında kocaman açarak işaret verdi. Görebilen tur ahalisi gülmekten kırıldı tabii.

Etrafı gözlemlemeye başlayarak ve tur rehberimizin anlattıklarını dinleyerek 1,5 saatte Rize'deki otelimize vardık. Ertesi sabah saat 07:00'de hareket edeceğimizi öğrenerek otobüsten ayrıldık.

Trabzon -Rize arasını katederken görebildiğimiz çok detay yoktu ama en sık tekrar eden olay duble yol için başlanmış olan sahil boyu yol inşaatı ve de Karadeniz halkının toprak üzerinde boşlul bırakmamacasına yol kenarlarına dahi ektiği mısır, sırık fasülye ve salatalık bahçeleri idi. Karadeniz geziniz boyunca görebileceğinizi garanti edebileceğim detaylardan ikisi budur.