Üçüncü Günden Geriye Kalanlar
Prag’da son günümüz. Akşam 18:00’de tüm grup lobide buluşup havaalanına gideceğiz. Uçak 21.05’te.
Gezmek için çok seçeneğimiz kalmadığından biraz daha uyuyalım diyerek sabah 08:00’de kalktık bugün. 5 yıldızlı bir otelde kalıyorduk ama bir tepsi peynir ile zeytinler bitince nedense yenilemediler. Biz de bir Türk için kahvaltıyı kahvaltı yapan temel maddelerden yoksun bir kahvaltı yaptık.
Bugün, otelimizin de yakınlarında bulunan, Vsherad Kalesine gittik. Daha sabahın ilk saatleri idi ancak birikmiş yorgunluktan son sınırına kadar gidemedik, ancak genel hatları ile gördük. Ayrıca, otelde conciergedeki görevlinin de dediği gibi görülecek fazla bir şey yoktu.
Buradan National Museum’a (Milli Müze) gittik. Doğrusu, bu müzede hayranlık uyandıracak ya da özellikle akılda kalacak çok özel bir koleksiyon yoktu. Ya da biz bu tip kolleksiyonlara öyle alıştık ki özel gelmiyordu. Ne vardı derseniz, Prag çevresinde ve Moravia, Slovakia, Bohemia’da bulunan kalıntıların sergilendiği, mineral taşları, zooloji, paleontoloji, antropoloji gibi bölümlere ayrılmış bir müze. Etkilenmediğimizi tekrar belirteyim.
Wenceslas Meydanı. Ortadaki bina National Museum (Milli Müze)
Wenceslas Meydanı (National Museum önünden görüntü)
Yukarıda resimleri görülen Wenceslas Meydanı önceleri at satış merkeziymiş. Şimdi kullanılan adını ise 19. yy ortalarında almış. Bugünkü görüntüsü, binalar eski olsa da Prag'ın modern yüzü. Gece kulüpleri, casinolar, restoranlar, oteller, dünyaca ünlü mağazalar, kitap mağazaları ile çepeçevre. Bu meydan Prag'n tarihinde önemli olaylara sahne olmuş. 1969'da bir üniversite öğrencisi Varşova Paktını protesto etmek amacı ile kendini yakmış. 1989 'da da polis şiddetine karşı protestoların yapıldığı, daha sonra da Kadife Devrim diye adlandırılan komünizmin yıkılışına varan olaylara evsahipliği yapmış. Sağdaki resimde görülen atlı ise St. Wenceslas'mış.
Henüz öğlen saatleri...vakit çok. Aklımızda kalan bir de Oyuncak Müzesi var. Prag kalesi’nin arka kısmında kalan bir yerde. Burası dünyanın 2. büyük oyuncak müzesi imiş. I. Dünya Savaşından günümüze dek oyuncaklar sergileniyor. Nasıl bir evrim geçirdikleri anlatılıyor. En üst kat sadece Barbie’ye ait. Harikaydı. Doğal olarak ben en çok bu kat ile ilgilenirken Bahadır da savaş araçları, garı olan trenler, istasyonlar gibi kompleksleri olan oyuncaklar ile ilgilendi.
Yemek için eski şehirdeki KFC’e gittik. Sonra da kitap almak için Vaclav Meydanındaki kitapçılara uğradık. Epey oyalandıktan ve kitapları aldıktan sonra otele döndük. Havaalanına gidene dek lobide biraz olsun dinlenmeye çalıştık.