Minos Ülkesinde Bayram

Hasat bayramı olanca çoşkunluğuyla sürüyor! Son hasatta devşirilen ekin demetlerini omuzlarında taşıyan erkekler, bellerinden sımsıkı bağladıkları daracık peştemallarıyle sistr'lerin (tören çalgılarının) oynak havasına ayak uydurup dans ederek, şarkılar söyleyerek ilerliyorlar. Sarayın, pencerelerinin altından ve kırmızı beyaz boyalı sütunların önünden geçerlerken, etekleri yerlere kadar değen, fakat göğüslerini açıkta bırakan bol farbalah, rengârenk elbiseler giymiş kadınlar el çırparak onları seyrediyorlar. Topluluk böylece, mızraklı muhafızların nöbet tuttuğu, sarayın ortasındaki büyük avluya kadar geliyor. Alnına geniş beyaz bir kurdele bağlamış, saçının siyah bukleleri omuzlarına kadar dökülen rahip kral, duvarları ejder resimleriyle süslü taht salonundan çıkıp, büyük Yer tanrıçasının şerefine düzenlenen spor oyunlarının yapılacağı alana geldi. Kırmalar ve farbalarla süslü uzun bir eteklik giymiş olan rahibe kraliçe, kutsal bir ağacın gölgesinde oturuyor; onun hemen önünde de, kraliçenin temsil ettiği tanrıçaya adanmış kadınlar dansediyorlar. Kurban törenlerinden sonra şimdi sıra boğa yarışlarında. Kıvrım kıvrım uzun boynuzları olan, kula rengi güçlü bir boğa, sarayın avlusuna salındı ve coşan halk bir anda hayvanın çevresini sarıverdi. Arenanın ortasında, bellerine kısa ve dar peştemallar sarmış kadınlı erkekli genç akrobatlar, akıl almaz bir cesaretle ö gözü dönmüş boğanın önünden koşuyor, ellerini öne doğru uzatıp çok tehlikeli bir sıçrayışla hayvanın sırtından takla atıyorlar. Bu kutsal oyunlar aslında çok tehlikeli; bu gözüpek insanlardan çoğunun arenadan sağ çıkmadıklarına da kuşku yok. Herkes de bunu biliyor ve her atlayışta tüm kalpler heyecandan duracak gibi oluyor; o an kalabalığın üstüne bir ölüm sessizliği çöküyor, hemen ardından da akrobatların başarısını kutlayan neşeli çığlıklar yükseliyor. Yaşama sevinci ve derin bir doğa sevgisi Girit'in bütün sanat hayatına damgasını vurmuştur ve o dönemde Girit sanatının incelik ve zerafetine ulaşabilen tek sanat, Mısır sanatıdır.  


Genç bir adam boğanın sırtına doğru sıçradı ve hayvanın üzerinden takla atmak için iki elini birden boğanın beline dayadı. Hayvan biraz önce, kendisi kadar atik davranamayan arkadaşını bir silkinişte devirmiş, o da korkunç boynuz darbelerinden kurtulmak için kendini hemen yere atmıştı. Bunun üzerine öbür akrobatlar, hayvanın dikkatini başka yöne çekmek ve zavallıyı kurtarmak için bir anda boğanın çevresini sardılar.